son beğenilen tanımları genel istatistikler
Sebepsiz çekip gittin Anlayamadım ki ben seni Hata bende biliyorum Söyleyemedim ki hislerimi. Biliyorum artık geç Ama haykırıyorum gerçeği Ben sensiz sevgisiz, ben sensiz kimsesiz Hiç bana sordun mu Aşkımıza ağlarken Hiç bana sordun mu Sevgimizi harcarken Ele güne inanıp da Resmimizi karalara boyadın yar Bakakaldım beni bir tokatla Alabora ettin yar Hiç bana sordun mu Aşkımıza ağlarken Hiç bana sordun mu Sevgimizi harcarken Buna hakkın yok..**
(bkz: ayar vermek) (bkz: taşı gediğine koymak)
Tdk'dan alıntılayarak: Görülmeyen, duyularla sezilebilen, soyut, ruhani, tinsel.. Maddinin de karşıtıdır bu kelimemiz. ''Maddi manevi ben senin yanındayım.' şeklinde kullanımı da çok yaygındır..
Tdk'dan alıntılayarak: Çok olmayan, az sayıda, az.. Benim naçizane düşünceme göre ise 1 ile 3 arası bir miktar.. 4-5 olabilir en fazla, bilemedim..
Tdk'dan alıntılayarak: Adımda uygunluk, beraberlik gerektirmeyen ve grup olarak yapılan bir tür yürüyüş.
Omuzumda yağmurun silktiği tozlar Oysa henüz ne nisan ne de sonbahar Yalnızca suyun gizli duvarı Yani bir ırmak gibi akmaktasın.. Ben seni izliyorum, gölgeni Güneşin yağmura vuran gölgesini Fil dişinden bir taş gibi öpüyorum seni Yani seni diyorum öpmek akıp giden suyu Suda oynayan ışığı Işığı ışıkla dolduran aşkı, adını Gömüyorum sessiz çığlıklara, suya, uçurumlara.. Sen avuçlarından gizli kuşlar geçiren Bilmez misin ki bulut Bir balık sürüsüdür o göksel denizde Ben seni izliyorum nicedir daldırıp ellerimi O bulutların arasından çekip çıkarmak için seni.. Sen altın ya da güneş ışığı bir bıçakla kalbimi oyuyorsun Oyulmuş iskeletimden karanlık bir rüzgar gibi geçiyorsun Bir ırmak gibi geçiyorsun zaten hiç durmadan Zaten hiç durmadın ki, nereye gittiysen Bir güvercin uçuşuyla oraya dek izledim seni Yeşeren okyanusların, köpüren dalgaların içinden.. Diyorum ki köpüğü sudan ayırmak ya da akşamı Rüzgarın yitik belleğiyle uçarken ben Bir kayayı çekip çıkarmak ırmağın derisinden.. İşte öyle seviyorum seni, bir taş Nasıl sonsuzca düşerse Sonsuzluktan bir sonraki uçurumlara Yeni sağılmış sütlerin tadına varıyorum Göğüslerinin arasındaki o esmer çukurdan akıyor kanım Kimsenin girmediği ıssız ormanına dalıyorum senin, Bir kaplansın! ben önünde can çekişen hayvan Bir yılanın süzülüşünü duyuyorum karanlık çalılardan Gerinen kasıklarında büyüyor bir ipeksi koku Elime değen zehir dokununca pul pul dağılacak Gece gündüze, kılıç kınına kavuşacak Yaprağa düşen ateş nasıl tutuşturursa ormanı Ellerin bana uzanınca hayat ve ölüm beni çağırıyor Bir dalga bir at oluyor, kişneyen bir at, kayalıkların Öfkeyle soluyan bir kalenin burçlarında dağılan aşkım Sözlerin ve seslerin dişi budaklarında kök salıyor Köpüklere ve ölü deniz kabuklarına çarpıyor başım.. Sen soğuyan taşların rengini alıyorsun Bronz heykellerin, deliren çıplaklığın Uçsuz bucaksız bir ülke oluyor avuçlarımda terin Bir mağara, kuytu Uzun keşiflerden sonra, dinlenmek Ve yeniden uyanmak için.. (bkz: Tuğrul Tanyol)
Önce mutfaktan değişik, hatta güzel diye tarif edilebilecek bir koku gelmeye başlar.. 'Off ya komşu yemek yapıyor ne güzel koktu yaa' diye düşünülebilir bünye, genelde en başta durum idrak edilemez..* Hala ayılamamış bünye, kokunun gittikçe artmasından şüphelenir ve her şey bir anda beynindeki küçük hücrelerin çakmasıyla akıla gelir... Mutfağa koşarken çığlık da atılması caizdir: 'Ay ay ay ay yemeaaeekk!!ayyyy!'' (bkz: Afiyet olsun)
Bir altın köstek ve madalyon, Bir roza maşallah, On iki miskal inci.. Madalyonunu ve boncuğunu, İttim içeri, Gözlerimizin dibi karıştı, Dağ yollarının uzak dumanı gibi.. Ve konsolun üstünde noksan bir gümüş kutu, Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.. (bkz: Cemal Süreya)
Bir kaç örnek için : (bkz: Mutsuzluk Gülümseyerek) (bkz: Gece Bitkilerinden) (bkz: Bir Mineli)
Banliyo treninde rastladığımız, Sınav saatini kaçırmış liseli kız, Hep kazanırsın ey çözümsüzlük!.. Ey otobüssever ey Troya yolcusu! Anımsarsın günlerce konuşup durmuştuk, O ib(ipekböceği) sesli kadını, Birinin Grönland'ı olmaya hazırlanıyordu.. İki çay söylemiştik orda, biri açık, Keşke yalnız bunun için sevseydim seni. (bkz: Cemal Süreya)
Tonyalı balıkçılar arasında -Onlar ki her türlü balığı tutarlardı denizden- Ama iyi bir ozandı Bütün söylentilerin tersine Denizde de olabilirdi sandalla Uzun geçmişli denizle Gün batımında var olan Ve gün doğumunda da.. (bkz: Turgut Uyar) sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz. sözlük sistemi ile geliştirilmiştir. |